Basel’e geldiyseniz, çok büyük ihtimal ya günübirlik Zürih’ten geldiniz, ya da Alsace rotanızın başlangıç veya bitiş noktasındasınızdır. Biz ise, aslında her ikisi de. Zürih’e geldik ve Alsace rotası yapmaya karar verdik. Basel’i de duraklarımız arasına ekledik.
Kültür başkenti dedik, laf olsun diye demedik. İsviçre’nin en önemli ve dünyanın sayılı müzelerinden Kunstmuseum Basel’de yer alıyor. Elbette sadece Kunstmuseum değil, şehir de çok fazla bilinen sanat müzesi ve galerisi var.
Basel’i Ren nehri ortadan ikiye bölüyor gençler, Klein Basel (Küçük Basel) ve Gross Basel (Büyük Basel). Gross Basel, şehrin tarihi ve turistik noktaları açısından ağırlıkta iken, Klein Basel, daha yeni yapıların, iş merkezlerinin olduğu modern görünüme sahip. Which means that, as a turist, zamanımızın çoğu Gross Basel’de geçecek desek, yerinde bir ifade olur.
Burası ilginç bir şehir. Fransa, Almanya ve İsviçre’nin kesişim noktasında yer aldığı için, her bölgesinde o ülkenin etkilerini hissetmek mümkün.
Basel’de konaklamayı pas geçtik, çünkü İsviçre her açıdan olduğu gibi konaklama için de aşırı pahalı bir ülke. Ama Basel'de konaklayacaksanız, bazı oteller Basel Card'ı ücretsiz sağlıyor ve bu kartla şehir içi ulaşımından ücretsiz faydalanabiliyorsunuz. Detaylarını şehir içi ulaşım kısmında verdim.
Para Birimi
Şehrin para birimi İsviçre Frankı, yani CHF. Biz şehirde nerdeyse hiç döviz bürosu göremedik, Euro ile ödeme yaptığımızda da para üstünü hep frank olarak verdiler ve neredeyse %10 komisyon kestiler. Hal böyle olunca, tüm ödemelerimizi kredi kartı ile yaptık.
Basel’de ne yemeli ne içmeli?
Açıkçası gitmeden önce araştırmış olsam da, Basel’de tek yediğimiz meşhur Basler Läckerli oldu. Basler Läckerli, Basel kökenli geleneksel sert baharatlı bisküvisi. Bal, fındık, badem, şekerlenmiş kabuk ve Kirsch'ten yapılırmış. Şekli ise genelde ince ve dikdörtgen. Yiyebileceğiniz en meşhur yer ise, Läckerli Huus denen bir kurabiye dükkanı. Çeşit çeşit leziz kurabiyeleri burada deneyebilir, hediyelik olarak evinize paketlettirebilirsiniz. Ancak, kahve dükkanı olmadığının altını çizeyim, kahve yanı kurabiye yiyelim derseniz, bu dükkanda böyle bir imkan yok.
Confiserie Bachmann- Burası Basel’in ünlü kahve-çikolata zinciri. Burada bir kahve içebilirsiniz.
Confiserie Sprüngli-Basel özelinde değil ama İsviçre genelinde meşhur çikolataları ve leziz tatlıları olan bir dükkan. Luxemburgerli dedikleri makaronları baya baya lezzetli. Basel'de de dükkanlarına biz tren garında denk geldik. Denemek isterseniz, bilginiz olsun.
Basel’de şehir içi ulaşımı nasıl sağlamalı?
Basel’e tren ile geldiyseniz, tren garı oldukça merkezi konumda yer alıyor, istediğiniz her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Otobüsle gelirseniz de, ineceğiniz yer yine SSB tren garı olacaktır, otogar aramanıza gerek yok. Şehri ise, yürüyerek keşfedeceksiniz. Yürünür mü? Yürüyerek pek ala keşfedilir bir şehir burası. Bir kaç nokta hariç çoğu yer birbirine yakın. Yürüyeceksiniz arkadaşlar, bir şehri ilk defa keşfediyorsanız yürüyeceksiniz. Ben günde 34 bin adım attığımı bilirim, günün sonunda başım dönüyordu yorgunluktan. Ama ben yürüyemem Meltem, yaşlıyım, belim bacağım tutmuyor diyorsanız, tramvay. Tramvay ağlarıyla örmüşler Basel’i dört bir yandan.
Ayrıca, bazı oteller yada Airbnb evleri, ücretsiz olarak Basel Card veriyor. Bunu rezervasyon yapmadan önce Basel Card hizmeti verip, vermediklerini teyit edin. Konaklamanızın rezervasyon kodunu telefona kaydedin ya da çıktısını alın. Havalimanından konaklamızın olduğu yere gidene kadar bu kod ile ücretsiz ulaşım sağlayabilirsiniz. Kaldığınız yere varınca da, Basel Card’ınızı alın. Kaldığınız süre boyunca tüm toplu taşımalar ücretsiz. Tur otobüslerinde, Reigoldswill-Wasserfallen teleferiğinde ve birçok müzede de %50 indirim imkanı sunuyor. Ayrıca, internet de bu karta ücretsiz. Seyahatiniz boyunca yanınızdan ayırmayın, kaybetmeyin. Kartı aktifleştirmek için, Basel Card uygulamasını telefonunuza indirin. Detaylar linkte.
Günübirlik Basel Gezi Rehberi - Basel Gezilecek Yerler
Listemizdeki tüm yerler Gross Basel’de. Klein Basel’de pek görülecek bir şey yok.
Rathaus (Belediye binası)
Basel gezimize, şehrin orta noktasından başlıyoruz. 16. yy’dan kalma ilginç bir bina. Cephesinde Eski İsviçre Konfederasyonu’nun 12 arması mevcut. Hem binanın dışı kırmızı hem de avlusu bir o kadar renkli. Kırmızı olmasının sebebi, kırmızı kumtaşı kullanılarak inşaa edilmiş olması imiş. Günümüzde Basel hükümetinin ve parlamentosu'nun merkezi olarak hizmet veriyor. Avlu kısmına giriş ücretsiz. Muhakkak girin.
Pazar meydanı ise, Rathaus'un hemen önüne kuruluyor. Buralarda bir şeyler yiyip içebilir, Basel'in kalbinde keyifli bir kaç saat geçirebilirsiniz.
Basel Manastırı (Basel Münster) ve Münsterplatz (Katedral meydanı)
Basel Manastırı, ‘İsviçre Ulusal Miras’ listesinde yer alıyor. 9. yy’da gotik mimari ile inşaa edilmiş bir protestan kilisesi. Katedralin içerisinde Erasmus’un anıt mezarı bulunuyor. Basel manastırı da, aynı Belediye Binası gibi kırmızı kumtaşı ile inşaa edildiği için kızıl renkte.
İçeriye giriş ücretsiz, ancak kulesine çıkmak 5 CHF. İç avlusu gerçekten güzel ve manastırın avlusundan geçerek, seyir terasına çıkılabiliyor. Seyir terasının manzarasında oturmak da oldukça keyifli.
Manastırın karşısında bir Katedral meydanı var. Bu meydanda ise, Kültür Müzesi (Museum der kulturen) bulunuyor girmek isterseniz, bilginiz olsun.
Basel Kunstmuseum ( Güzel Sanatlar Müzesi)
Basel Manastırı’ndan sadece 4-5 dk yürüme mesafesinden sonra, buraya gelelim. 17. yy’dan kalma, dünyanın sayılı modern sanat müzelerinden. İçerisinde Monet, Picasso, Van Gogh eserleri yer alıyor. Giriş ücreti maalesef 26 CHF. Salı günleri 16 CHF, her ayın ilk pazar günü ise giriş ücretsiz. İçindeki müze shopa girmek ücretsiz. Linki şurada.
Karnaval Çeşmesi (Tingueley Brunnen) ve Tiyatro Meydanı (TheaterPlatz)
Kunstmuseum’dan 5 dk yürüme mesafesinde bulunuyor. Meydanda, 1834’ten kalan tiyatro binası, 1975’ten kalma Karnaval Çeşmesi yer alıyor.
1977’de sanatçı Jean Tinguely buraya makinelerle çalışan bir çeşme yapmış ve bu çeşme bugün şehrin en turistik noktalarından biri haline gelmiş Çeşmede 10 demir figür var. Bu figürler, bir zamanların pandomim sanatçılarını, oyuncularını ve dansçılarını hareket halinde ve birbirleriyle sohbet ederken betimliyor.
Çeşmenin karşından tiyatro meydanı doğru baktığınızda gördüğünüz kilise, 19. yy’dan kalma Elizabeth Kilisesi. Kilise içine giriş ücretsiz. İçerisinde bir de kafe var, akşamları bara dönüşüyormuş. Biz orada olduğumuz saat itibariyle denk gelemedik.
Mittlere Brücke Köprüsü
Ren nehri üzerine kurulu bu köprü, Basel’in iki kısmını birbirine bağlıyor ve şehrin en güzel manzarasını sunuyor. 1226’da inşaa edilmiş ve şehrin uluslararası ticareti için önemli bir rol oynamış. 1905’de yerine yeni köprü edilmiş. Üstünde bir de köprü şapeli bulunuyor. Eskiden hem dini mekan hem de suçluların ölüm cezalarının uygulandığı bir nokta olarak kullanılıyormuş.
Spalentor (Spalen Kapısı- Basel’in Kapısı)
Bir zamanlar Basel’i koruyan iki sıra şehir duvarı ve kuleler varmış, ancak günümüzde bu Orta Çağ kulelerinden sadece üçü ayakta kalmış. 15. yy’dan kalan bu uzuuuun kapı, şehrin antik surlarından geriye kalan bu 3 kapıdan biri. Ticari malların Fransa’dan girişi için kullanılan bir kapıymış.
Markthalle
Basel'de tren garına çok yakın bir de kapalı pazar var. Dünya mutfaklarından çeşit çeşit yemekleri burada bulabilirsiniz.
Drelanderbrucke-Passerelle des Trois Pays (Üç ülkeler köprüsü)
Şehrin biraz dışında kalıyor ama zamanınız var ise, uğrayın. Burası üç ülkeyi (Fransa, Almanya ve İsviçre) aynı anda görebileceğiniz bir köprü. Köprüden baktığınızda İsviçre sınırında bir ‘Sınır üçgeni’ anıtı göreceksiniz. Yapımına 1990 yılında düzenlenen, İsviçreli, Alman ve Fransız mimarlarının bulunduğu yarışma sonucunda karar verilmiş. Üç ülkenin kültürünün eşsiz bir buluşma noktası olarak kabul edilmekteymiş.
Son sözler,
Şehirde çeşmelerden su içiliyor. Suya para vermeyin. Çeşme dediğim bizdeki gibi çeşme beklemeyin, süs havuzlarının üstünde akan suyu termosa doldurup içiyorlar, siz de öyle yapın :).
Oteliniz Basel Card sağlamıyorsa, siz almayı değerlendirebilirsiniz.
Basel’e sırt çantanız veya valiziniz ile gelirseniz, tren istasyonunda çantaları bırakabileceğiniz dolaplar var. Ücreti, boyutuna göre 5-10 CHF arası.
Son olarak, daha fazla görsel detay için, instagram sayfamızdaki profile sabit Basel hikayelerine de göz atabilirsiniz. Tabi, takip ederseniz, daha mutlu oluruz :)
Buraya kadar geldiyseniz, yolunuz Basel'e düşmüş veya düşecektir.
Şimdiden keyifli seyahatler dilerim.
Comments