Size yine tam bir hafta sonuluk şehir gezisiyle geldik. Bolonya. 1-2 günde çok rahat gezilebilecek, sonrasında varsa zamanınız, Floransa, Roma veya Venedik’e atlayabilmenizi sağlayan şahane bir konumda bulunan yer Bolonya.
• Bologna’nın lakabı “La Dotta, La Grassa, La Rossa”.
La Dotta: Bilgili. Bilgili olması şehrin köklü eğitimine referans çünkü Dante, Erasmus, Kopernik gibi isimlerin okuduğu Batı’nın en eski üniversitesinin burada.
La Grassa: Şişman. Şişman olması, hem Bologna’nın hem de Bolonya’nın da içinde bulunduğu Emilia-Romagna bölgesinin İtalya’nın gastronomik başkenti olmasına referans.
La Rossa: Kırmızı. Kırmızı olması ise, hem şehrin kızıl renk çatılarına ve hem siyasi görüşüne gönderme.
• Bolonya aynı zamanda ‘Kuleler şehri’ olarak da anılıyormuş. 12. ve 13. Yy’larda statü göstergesi olarak 100'e yakın kule inşaa edilmiş. Zamanla yıkılmış ve günümüzde 20 civarı kule var. Dikkatinizi çekecek bir diğer şey, buradaki kulelerinde yamuk olması. Pisa Kulesi gibi buradakilerde zamanla yamulmuş.
• Bolonya’da aynı zamanda 1088 yılında kurulan Università di Bologna (Bologna Üniversitesi) yer alıyor. Batı dünyasının bilinen ilk üniversitesi olmasının yanı sıra hala eğitim veren dünyanın en eski üniversitesi olma unvanını da taşıyor.
• 1984 anayasasıyla Emilia Romagna bölgesine kısmi özerklik verilmiş. Bolonya’da bu 20 bölgeden biri.
• Burası adeta bizim Eskişehir gibi öğrenci şehri. Şehir kalabalık, genç ve dinamik. Öte yandan, hiçbir Avrupa şehrinde görmediğimiz kadar evsiz insanla karşılaştık. Bu durum bizi çok şaşırttı.
• Şehir genelinde Portici di Bologna denilen, Türkçesi Revak olan, güneşe/yağmura maruz kalmadan altından yürüyebileceğiniz, kemerlerle bağlanmış sütunlar yer alıyor. Şehirde tam 40 km boyunca güneşten, yağmurdan pek etkilenmeden yürüyebiliyorsunuz. İlginizi çekerse, ‘mutlaka görülmesi gereken porticolar’ listeleri var, bakabilirsiniz. Revaklar aynı zamanda UNESCO Dünya Miras Listesi’nde.
Bolonya'nın birbirinden güzel sokakları, binaları ve 'Portikoları'
Havalimanından şehir merkezine nasıl ulaşalım?
Havalimanı şehre çok yakın, sadece 8 km.
İki yol var: Trenle ve otobüsle.
Tren: Marconi Express, havalimanı ve şehir merkezi arasındaki ana ulaşım aracı. Tren dediğime bakmayın, elektrikli, minik Taksim feniküler gibi bir şey. Sizi sadece 7 dk’da merkeze ulaştırıyor. 2023 Aralık-2024 Ocak’ta tek yön fiyatı 11 Euro, gidiş-dönüş alırsanız 20 Euro idi. Güncel ücret ve saatleri buradan kontrol edebilirsiniz. Bu yol hızlı ama pahalı olan bir yol. Biz daha ucuzunu bulduk ve sizinle onu paylaşmaktan mutluluk duyarız.
Otobüs: Havalimanında bulunan bilet makinelerinden 944 hattını seçerek, 4 Euro karşılığında bilet alıp, hemen havalimanı çıkışındaki duraktan 944 nolu otobüse biniyorsunuz (Durakta 944 olarak belirtiyor zaten). Ospedale Maggiore durağında inin (yaklaşık 20 dk, bu durak aynı zamanda hastane durağı umarım ihtiyacınız olmaz ama şehirdeki hastane burada bilginiz olsun). İndiğiniz durakta karşıya geçip, 190 metre geriye yürüyün, orada kırmızı bir durak daha var. Oradan geçen 81,91,92,97,35 hatları tren istasyonuna yakın yerden geçiyor. Tren istasyonu ana meydana 15-20 dk yürüme mesafesinde. Biz, 92 hattına binip, Mille durağında indik ve otelimize 2 dk yürüdük.
Burada ihtiyacınız olan bilgiler;
Bileti otobüse bindiğinizde valide ettirin (Nasıl yapılacağını bilmiyorsanız, instagramımda meltemliyollar Bolonya hikayeleri altında anlattım. Bileti valide ettirmeyip, polis kontrolüne denk gelirseniz cezası büyük).
Bileti valide ettirdiğiniz andan itibaren 75 dk boyunca başka bir otobüse aktarma yaptığınızda biletiniz geçerli. Yani, yeniden bilet almanıza ihtiyacınız yok. Bu senaryoda 11 Euro yerine 4 Euro’ya havalimanından merkeze ulaşabiliyorsunuz.
Dönüşte, şehir merkezinden havalimanına ulaşmak için, biz tren istasyonuna gittik. Tren istasyonu içindeki büfeden 1.5 Euro karşılığında ‘bus ticket’ otobüs bileti satın aldık ve istasyonun dışındaki otobüs durağında 91 nolu otobüse bindik. Birra durağında indik ve 15 dk havalimanına yürüdük. Böylece, havalimanı-şehir merkezi arasındaki ulaşım maliyetini toplamda 20 Euro yerine 5.5 Euro’ya halletmiş olduk.
Not: Bazı bloglarda Aerobus gibi bir alternatif gördük ama Aerobuslar 2020 yılında kaldırılmış, yerini tamamen Marconi Express almış. Dolayısıyla, hızlı bir yol isterseniz Marconi Express; 40 dk'da ulaşalım ama ucuz olsun derseniz, 944 hatlı olan yolu tercih edebilirsiniz.
Bolonya’da şehir içi ulaşımını nasıl sağlayalım?
En sevdiğimiz ulaşım aracı, yürüyerek. Çünkü, Bolonya yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek bir şehir.
Olur ya, sağlık sorunu, hava durumu veya başka sebeplerden yürüyemeyecek olursanız, Şehir içi ulaşımı TPER sağlıyor. Bileti, havalimanı, tren istasyonu ve otobüs terminalindeki makinelerden alabilirsiniz. TPER satış noktaları ya da büfelerde de satılıyor. Ya da otobüsün içinden de alabilirsiniz. Tek binişlik bilet ücreti 1,50 Euro ve 75 dk boyunca aktarmalarda geçerli (Aralık 2023- Ocak 2024)
Nerede kalalım?
Bolonya’da bir miktar konaklama problemi var desek, yanlış olmaz. Çok turistik bir yer olmadığından konaklama seçenekleri sınırlı ve açıkçası biraz pahalı da. Biz Royal Hotel Carlton otelde kalmayı seçtik. Tren istasyonuna yürüme 8 dk, ana meydana 15-20 dk arasındaydı. Odaların genişliğinden kahvaltısına kadar dört dörtlüktü. Biz gayet memnun kaldık.
Royal Carlton Hotel
Bolonya’da Yılbaşı kutlamak
Bolonya’ya ucuz bilet bulunca, yolumuz tam yılbaşı zamanı düştü (2023’den 2024’e geçiş). Kışın nasıldı derseniz, bizim gittiğimiz tarihte Aralık sonu-Ocak başı hava gayet güzeldi. Yılbaşı günü geleneksel bir ritüelleri var. Şehrin ana meydanı olan Piazza Maggiore’ye dev bir yaşlı adam kuklası kuruluyor ve etrafı kumlarla çevreleniyor. Şehir aşırı kalabalık, aşırı hareketli. Meydanda devasa bir güvenlik önlemi alınıyor. Yaklaşık 8 bin kişiyi ağırlayabilecek bir organizasyon yapılıyor. Saat 22:00’de DJ performansı başlıyor ve saat tam 00:00’da dev kuklayı ateşe veriyorlar. Yaşlı kukla adam, bir önceki yılın temsili. Geçmiş yıldan kalan eski, kötü şeyleri yakıp, devasa havai fişekler gösterileri, DJ performanları ve Burning Man var-i bir kutlamayla yeni yıla giriyorlar. Bu geleneksel kutlama da, Bolonya’yı yılbaşı kutlanabilecek en iyi 10 şehir kategorisine sokuyor.
Öte yandan bizim tecrübemizden bahsetmem gerekirse, biz çok gerildik. Kalabalıkta çok fazla torpil patlatıldı kontrolsüzce. Çoğunluğu genç erkek gruplarından oluşma, çok da haz etmediğim tipte erkolar, diğerlerini rahatsız etmek amaçlı torpil patlattı ve sanırım şehir halkı bu duruma alışık olsa gerek, biz hariç yadırgayan insanlar pek yoktu. Saat 09:30 civarı başımıza bir şey gelmeden otelimize dönmek zorunda kaldık. Bizim için pek hoş bir tecrübe olmasa da, insanların genel olarak çok eğlendiğini ve ücretsiz olarak çok büyük bir organizasyona ev sahipliği yaptığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
2024 yılbaşı kuklasının adı, Morto idi. Elindeki şemsiye ise, 2023 yılında Emilia-Romagna bölgesinde gerçekleşen bir sel felaketinin temsili.
Ne yiyelim ne içelim?
Burası bir yeme-içme cenneti. O yüzden yeme-içme kısmı diğer yazılarımdan daha uzun olacak. Bolonya'da doya doya yiyin arkadaşlar.
• Bolonez sos buradan çıkma. Buradaki adı ise Ragu.
• Bolonya'da aperatif kültürü yaygın. Şarküteri gibi dükkanlarda oturup, füme et, peynir tabağı, minik atıştırmalıklarla birlikte aperol tüketiyorlar.
• Bolonya'dan evinize götürebileceğiniz 3 şey:
Parmesan peyniri (Parmigiano Reggiano): Oldukça özel ve pahalı bir peynir. Üretiminden 12-24-36 ay sonra, belli kriterleri geçerse satışa çıkabiliyor. Bu da onu özel ve pahalı bir ürün klasmanına sokuyor. Makarnaların üzerine çok yakıştığını söylemeden geçemeyeceğim.
Balzamik sirke: Bolonya'nın değil ama Bolonya'ya çok yakın olan Modena şehrinin siyah altını.
Ev yapımı makarnalar: Bilirsiniz ki taze yapılmış makarnanın tadına doyum olmaz. Hele ki Bolonya'daysanız. Makarna yapımı izleyebilir, taze makarnalardan evinize götürebilirsiniz.
Yerel lezzetler için,
Biz akşam yemeğimizi Osteria dell’Orsa’da yedik. Burada, Bolonez soslu makarna yani Tagliatelle alla Ragù (9 Euro) ve Brodo tortellini (et suyunda tortellinni, 12 Euro) yedik. Brodo tortellini porsiyon olarak büyük ve kış ayları için ideal yemek. İkisi de gayet güzeldi. Zaten Osteria dell’Orsa Bolonya'da en adı duyulmuş mekanlardan biri.
Osteria dell’Orsa (Aralık, 2023)
Osteria Broccaindosso bir diğer tavsiye restorandı. Tagliatelle alla Ragù’su çok iyi, tiramisusu ve mascarpone’si şahaneymiş ama biz gidemedik.
Osteria del Sole, Yemeğini dışardan al gel, içeceğini de self-servis buradan al şeklinde. Tabelası olmadığından şöyle bulabilirsiniz. Vicolo Ranocchi sokağına girdiğinizde camlı kapı. Trattoria La Finestrella, güzel bir restoran. Bologna Trio yerseniz, burada meşhur olan 3 lezzeti tadabilirsiniz. Çikolata kekli tiramisusu da güzel.
Ristorante Donatello daha şık bir restoran. Akşam yemeği için uğrayabilirsiniz.
Trattoria Bolognese Lezzetli Bologna yemekleri için listenize alabilirsiniz.
Önemli bir dipnot: Restoranların başında
Osteria varsa, rahat-salaş mekan;
Trattoria varsa, daha resmi;
Ristorante varsa, beyaz örtülerle ve servis takımlarıyla şık bir mekan anlamına geliyor.
Akşam yemeği seçiminde bunları göz önünde bulundurarak yapabilirsiniz.
Şarküteri, aperatif için,
Biz La Prosciutteria’ya gittik. Aşırı tatlı bir mekandı. İkindi vakti gibi midemiz kazınınca buraya oturduk ve 2 kişilik, Tagliere La Prosciutteria yedik. 4 çeşit salam, 3 çeşit peynir, 3 çeşit kızarmış ekmek, sebze, meyve ve zeytin içeren kocaman bir tabak. Tabak kişi başı 10 Euro yani 2 kişilik olduğu için 20 Euro fiyatlı. Yanına ister Aperol isterseniz de, bu yöreye ait olan, Lambrusco isimli kırmızı şarap veya Pignoletto isimli beyaz şarap alabilirsiniz. Pignoletto, ferah, tatlı, Lambursco ise, köpüklü ve asiditesi yüksek (4.50 Euro her ikisi de).
Tagliere La Prosciutteria (2 kişilik)
Tamburini, isimli mekan da oldukça ünlü. İster hafif bir şeyler yiyin, ister şarküteri ürünlerinizi buradan alın. Biz Parmesan peynirimizi ve Balzamik sirkemizi buradan aldık. Korkmayın, peynirinizi ve 100 ml’yi geçmemek şartıyla Balzamik sirkenizi kabin boy valizden çıkartmıyorlar :)
Salumeria Simoni, Lab 16 diğer güzel şarküteriler. Lab 16'da özellikle güzel havalarda dışardaki masalarda oturmak keyifliymiş.
Mortadella Lab, İtalyan sosisi Morteballa (domuz yağı içerdiğini söyleyelim) bazlı leziz sandviçler yapıyor. Öğle yemeğini sandviçle geçiştirmek için ideal yer.
İtalyanların Mortadella sandviçleri
Kapalı pazar,
Mercato di Mezzo 3 katlı kapalı bir yemek pazarı. Ana meydana çok yakın. Buranın bulunduğu bölge, Quadrilatero olarak geçiyor. Biz Mercato di Mezzo’nun içinde bulunan Sorelle Ribelli isimli kafeden sıcak çikolatamızı, cappucinomuzu ve tiramisumuzu alıp, akşamı orada takılarak kapattık (Kahveler ve tatlılar 3-5 Euro civarıydı). Kapalı pazarın ambiyansı genel olarak çok keyifli, muhakkak biraz zaman geçirmenizi tavsiye ederim.
Giriş kattaki Il Forno di Calzolari çıtır ekmekleriyle ünlü.
Cental di Gusto’ya kahvaltı veya tatlı yemek için oturabilirsiniz.
İtalya’nın ünlü birası Baladin’in birahanesi bodrum katında yer alıyor.
Haftanın her günü 09:00-00:00 arası açık.
Sabah 05:00’den beri ayakta, darmadağın halimizle Mercato di Mezzo'da günü bitirirken
Dondurma için,
La Sorbetteria Castiglione merkezden bi 10-15 dk yürüme uzaklıkta. En lezzetli dondurmaların burada olduğu söyleniyor.
Cremeria Santo Stefano, Cremeria Mascarell, Cremeria La Vecchia Stalla, Galliera 49 da dondurmaları güzel başka mekanlar. 2 top 3 Euro.
Biz ise, yorgunlukla hiçbirine değil, yol üstünde gördüğümüz bir dondurmacıya uğradık. Gelateria Delle Moline isimli bir dondurmacıdan rasgele aldık ve bizce gayet güzeldi.
Küçük cup boyu 3 Euro. Zaten İtalya’da nerde celatoo yesek, hep bayıla bayıla yedik :)
Mevsim farketmeksizin Bolonya'da gelatolar bir başka güzel :)
Pizza için,
L’Antica Pizzeria da Michele, şehrin en güzel pizzacılarından biri.
Pizzeria Ranzani 13, PizzArtist veya Zapap Pratello isimli mekanlara da bakabilirsiniz.
Makarna için,
El yapımı makarna göreceğim diyorsanız, Le sfogline isimli dükkanda, geleneksel elle yapılma makarna yapımı izleyebilir, taze tagliatelleler, tortelliniler satın alabilirsiniz.
İtalya demek makarna demek, hele ki Emilia-Romagna bölgesinde iseniz, İtalya’nın yemek cennetindesiniz.
Kahvaltı için,
Pappare isimli dükkan. Kruvasanları, sandviçleri, kahvaltı tabakları ile tatmin olursunuz. Pain au chocolat isimli kruvasanını deneyebilirsiniz.
Kahve için,
Caffè Terzi, şehrin en iyi kahvecisi. Üzerine çikolata rendelenmiş veya fındıklı cappuccino deneyebilir veya İtalyanlar gibi espresso içebilirsiniz. Oturmalık yer değil. Ayaküstü kahvenizi içip, devam edeceğiniz İtalyan usülü bir kahve deneyimi. Espresso ağır geliyorsa, bir de kremalısını deneyin bakalım burada. Kahvenizin yanına Biscotti ve kakaolu kurabiye alın mutlaka.
Cafe Pasticceria Gamberini, hem kahvaltı hem kahve için. Burada bir Cannolini denen Sicilya mutfağına ait güzel bir tatlı yiyip, espressonuzu içebilirsiniz.
Bolonya Gezilecek Yerler- Bolonya Gezi Rehberi
Bir şehre indiğimizde, havalimanında ilk yaptığımız şey, turist bilgilendirme ofislerinden hemen gider ve şehir haritası alırız. Bu şehir haritaları bize, günlük planımızı yaparken en optimize yolu çizmemizi sağlar. Bolonya’ya ait ve gezerken bizim yararlandığımız haritayı da işinize yarayacağına emin olarak ekliyorum. Gezilecek yerleri yazdığım sıraya göre, gezerseniz en optimize yolu çizmiş olursunuz. Şehrin resmi sitesine göre görülecek yerler için, toplam 3 saat yeterli. Ancak, kiliselere, kulelere, kütüphanelere girip çıkacağınızı ve sokakların güzelliğinden adım başı fotoğraf çekeceğinizi göz önünde bulundurursanız dolu dolu 1-2 günü çok keyifli geçirirsiniz.
1. Piazza Maggiore (Şehrin ana meydanı)
İlk nokta, şehrin ana meydanı Piazza Maggiore. En turistik meydan burası. Burada görebileceğiniz yapılar sırasıyla;
Basilica di San Petronio: Emilio-Romagna bölgesinin en büyük, dünyanın ise 5. büyük bazilikası. Ancak, sansasyonlu bir bazilika burası. Bazilikanın içinde Hz Muhammed’i cehennemde tasvir eden bir fresk var. Dolayısıyla, daha önce saldırılara uğramış. Bu sebeple, kapıda askerler bekliyor. Bir diğer sansasyonu, Bazilikanın bitmemiş olması. Zamanında dünyanın en büyük kilisesi olması için inşasına başlanmış ancak Vatikan bunu öğrenir öğrenmez, projeyi engellemiş. Kilisenin içine giriş ücretsiz ancak yeterince kapalı değilseniz (Kısa şort ya da açık omuzlar problemaa) giremezsiniz. Girişte üstünüzü başınızı örtecek ürünlerden satın almanızı istiyorlar. Bazilikanın tepesindeki panoromik gözlem terasına çıkmak istiyorsanız, yukarıdan Bolonya manzarası izleyebilirsiniz.
Çıkış ücretli ancak biz çıkmadığımız için ücretini bilmiyorum. Gün batımı genel olarak bu tür manzaralar için en doğru zaman ipucusunu vererek, kilisenin bir diğer olayına devam edelim. Bir diğer olayı, kilisenin içinde dünyanın en uzun meridyen çizgisi (66.8 metre) yer alıyor. Bologna Üniversitesi’nde görev yapan ünlü gökbilimci tarafından keşfedilen bu meridyen, dünyanın çevresinin tam 1/600.000’ine denk geliyor (Alın bu bilgiyle naparsanız yapın).
San Petronio Bazilikası
Palazzo d’Accursio: Bologna Üniversitesinin bir zamanlarki ek binası şimdiki Belediye binası. Bu binanın giriş kapısının üstünde bir heykel görecekseniz. Kendisi, miladı takvimi yaptıran kişi. Buradaki saat kulesine çıkılarak, kızıl çatılara bakılabilir, foti çekilebilir. Lakin, merdivenleri dar ve çıkmak çokta kolay sayılmaz.
Palazzo d’Accursio içine girin, şahane bir kütüphane yer alıyor. İsmi, Biblioteca Salaborsa. Kütüphanede şahane tavan işlemeleri, portico stili kemer ve sütunları var. Böyle kütüphanelere çıldıran insanlar olduğunu bildiğim için, buraya özellikle bu bilgiyi iliştiriyorum.
Buranın bir de, -1. katında antik şehir Bononia’nin M.Ö. 189 yılından kalma arkeolojik kalıntıları yer alıyor. Gönlünüzden kopan bir miktar para karşılığında gezebilirsiniz.
Palazzo d’Accursio
Palazzo dei Banchi: Piazza Maggiore’daki bir diğer bina burası. Yemek pazarı bölgesine bunun altından giriyorsunuz.
Palazzo dei Banchi
Palazzo dei Notai: San Petronio Bazilikasının hemen sağ yanında bulunan bina, bir zamanlar Noterler Birliği’nin sarayı imiş. Ne alaka noter dediğinizi duyar gibiyim, çünkü ben de demiştim. Noterlik o dönemler çok kıymetli bir meslekmiş. Meydana bakan cephesinde noterlik mesleğini simgeleyen üç yazı hokkası bulunuyor.
2. Piazza del Nettuno ve Fontana del Nettuno (Neptün Meydanı ve Neptün Çeşmesi)
Konum olarak, hemen Piazza Maggiore’nin dibinde. Görmemeniz imkansız. Ortada denizlerin hakimi Neptün’ün heykeli yer alıyor.
Heykelin hikayesine gelecek olursak, 16.yy’ın ortalarında Papa, Papalık makamının bir sembolü olması için, heykeltraş Giambologna’ya Neptün’ün bir heykelini yapmasını emretmiş. Sonrasında da heykeltraştan, heykelin -aferdersiniz- çükünü küçültmesini istemiş. Heykeltraş da küçültmüş küçültmesine ama Papa’ya bir şakalık bir komiklik yapmak istemiş. Çeşmenin arkasına geçerek merdivenlerin oradan durup heykele bakarsanız heykeli -töbe estağfurullah- ereksiyon olmuş gibi görünüyor.
Neptün Meydanı ve Çeşmesi
3. Palazzo dell’Archiginnasi
Maggiore meydanından yürüyerek 4 dk. Bologna Üniversitesi’nin orijinal merkezi. Binanın içi muazzam, şahane, müthiş-miş. Ama biz göremedik, çünkü gittiğimizde yılbaşı tatilinden dolayı kapalıydı. Yine de gitmeden önce araştırdığımız bilgileri size satalım, bari siz gidince kullanın. Binanın belli bir bölümünü ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Üst kat, giriş katına göre çok daha gösterişli. Her iki katın duvarlarını ve tavanlarını kaplayan renkli motifler, burada öğrenim görmüş öğrencilerin isimlerinden ve ailelerinin armalarından ibaret. Avlu ve katlar Pazar günleri 10:00-14:00, diğer günlerde ise 09:00-19:00 aralığında gezilebilir. Giriş, ücretsiz. Bir kısmı ücretsiz, bir kısmı turistlere kapalı. Anatomi derslerinin işlendiği amfiye ise, 3 Euro karşılığında girilebiliyormuş. Amfide yer alan mermer masada, 15. YY’da tarihte bilinen ilk kadavra incelemeleri yapılıyormuş. İlgisini çekenler olabilir.
Piazza Galvani (Galvani Meydanı)
Giriş kapısının hemen önündeki meydan, Piazza Galvani (Galvani Meydanı). Luigi Galvani’nin heykeli var. Kendisi nörobilim alanında önemli bir fizikçi-imiş. Kurbağalara elektrik akımı vererek yaptığı deneylerle, Frankenstein’in yazarına ilham verdiği söyleniyor.
4. San Domenico Bazilikası
Archiginnasi’den yürüyerek 4 dk. Michelangelo’nun yolu bir süreliğine Bologna’ya düşmüş ve burada bulunan melek heykellerini yapmış.
Palazzo dell’Archiginnasi ve San Domenica Bazilikası arasında, Galleria Cavour adlı lüks markaların olduğu bir alışveriş merkezi var. Yılbaşı zamanı şahane süslemelere ev sahipliği yapmıştı.
Galleria Cavour
5. ‘’Quadrilatero’’ bölgesi
San Domenico Bazilikasından yürüyerek 5 dk. Şehrin yemek pazarı bölgesi. Mercato di Mezzo, Simono, Tamburini gibi ünlü yemek yerleri burada. Dolayısıyla geziniz esnasında burda soluklanıp, gezinize devam edebilirsiniz.
6. Piazza Santo Stefano
Quadrilatero bölgesinden yürüyerek 4 dk. Burası iç içe geçmiş yedi kilisenin birleşiminden oluşuyor ve diğer adı da ‘Sette Chiese’ yani, Yeni Kilise. Bologna'nın sembolik yerlerinden biri. Giriş, bedeva yada gönlünüzden ne koparsa şeklinde.
Ancak, biz gittiğimizde malum yılbaşı sebebinden dolayı kapalıydı.
Piazza Santo Stefano
7. İki kız kardeş: Asinelli and Garisenda
Santo Stefano’dan yürüyerek 4 dk.
Ortaçağdan kalma kuleler, zamanında şehrin zenginliğinin ve asilliğinin simgesiymiş. 12. Yüzyılda Bologna’da 100’e yakın kule varmış, sonra doğal afetler, savaşlar, bi elamet geldi vuuuu derken, geriye sadece 20 tane kalmış.
Bu iki kız kardeşten Asinelli, azıcık yamuk olanı ve tepesine çıkılabileni. Ama yaklaşık 500 basamak tırmanmanız gerekiyor (Güncel fiyatı 8 Euro, Aralık 2023). Bolognalılar henüz mezun olmadan Asinelli’ye çıkanların okullarını bitiremeyeceğine dair bir batıl inanca sahipler. İlle de çıkıcam derseniz, bileti şu linkten alabilirsiniz. https://www.bolognawelcome.com/en/experiences/112542/Le-due-Torri-%E2%80%93-Book-your-visit-to-the-Asinelli-Tower
Garisenda, her an düştü düşecek kıvamında. Buna takdir ederseniz ki, çıkılmıyor.
Asinelli and Garisenda Kuleleri
8. Üniversite Bölgesi
Asinelli ve Garisenda kulelerinden Venedik Penceresi’ne yürürken bu bölgeden geçeceksiniz. 20 dk boyunca bölgede üniversiteye ait müzeler, bölümler yer alıyor olacak.
9. La Piccola Venezia (Venedik Penceresi)
Venedik’e gitmediyseniz, Venedik ayağına geldi, yani Venedik-cik, Küçük Venedik. Eskiden Bolonya, Venedik gibi içinden kanallar geçen bir şehirmiş. Zamanla, binaların yapılmasıyla, bu kanallar kapanmış. Sonradan bu civarda birkaç tane pencere açıp, kanalların görünür hale gelmesi sağlanmış. En meşhuru, Via Piella, yani Piella Caddesi’nde 18 numaralı binanın önündeki ufak pencere. Açıkçası pencere önünde o kadar çok reel çekme sırası vardı ki, dedik beklenmez bu, hemen karşısında penceresiz yerden bakabildiğiniz de yer vardı. Kanal işte diyip, buradan izledik. Sonuç olarak kanal kanaldır :) Biraz daha kanala bakıcam farklı farklı noktalardan derseniz, diğer iki nokta Via Malcontenti ve Via Guglielmo Oberdan.
La Piccola Venezia
10. Giardini Margherita
Burası da şehirin dışında güzel bir park. Biz gitmedik, sizin şehirde 2 günden daha uzun süre geçirecek zamanınız varsa, gitmeyi tercih edebilirsiniz.
Bolonya'nın 7 sırrı
Efsaneye göre, Bologna'nın 7 sırrı var:
1. Fısıldayan Duvarlar
Bunlardan biri, Piazza Maggiore’de San Petronio’nuyu tam karşısınıza alın. Palazzo della Podesta’nın içerisinde bulunan, tavanında freskler olan bu kemerli yapı aynı zamanda fısıldayan duvarlar olarak anılıyor. Eğer bu kemerlerden birisine doğru bakarak konuşursanız, tam karşı çaprazınızda aynı pozisyonda bulunan kişi ne söylediğinizi net bir şekilde anlayacaktır. Hem de şehrin tüm karmaşısına ve gürültüsüne rağmen. Orta çağda hem cüzzamlılar günahlarını itiraf etmek için bu yolu kullanırlarmış, hem de sevgililer birbirleriyle konuşmak için.
Palazzo della Podesta ve 'Fısıldayan Duvarlar'
2. Neptün'ün parmağı
Bunu Gezilecek yerler 2. maddesi, Neptün Çeşmesi kısmında konuşmuştuk :)
3. Küçük Venedik
Bolonya sokaklarında gezerken karşınıza çıkan küçük pencere, minik bir Venedik'e açılıyor.
4. Geçmişten gelen üç ok
Piazza Maggiore'den Piazza Santo Stefano'ya giden, popüler barlar ve mağazalarla dolu küçük bir geçitin olduğu bir sokak var. Sokağın üstündeki tavana bakarsanız, geçmiş yüzyıllara ait saplanmış 3 oku görebilirsiniz. Efsaneye göre, üç adam lokal bir tüccarı vurmak üzere iken, pencerelerin birinde çıplak bir hizmetçi belirir ve üç adamın dikkati dağılır. Oklar hedefini tutturamadan buraya saplanmış.
5. Panis Vita, Canabis Protectio, Vinum Laetitia
(Ekmek hayattır, esrar korunmadır, şarap neşedir)
Via dell’Indipendenza’da yer alan Canton de ‘Fiori’nin porticolarının tavanında ve yer karolarında yer alan Latince yazılar yer alıyor: “Panis vita, canabis protectio, vinum laetita” yani “Ekmek hayattır, esrar korunmadır, şarap neşedir”.
6. Asinelli Kulesi'ndeki kırık vazo
Bolonya'nın 6. sırrı, Asinelli tepesinde gizli. Asinelli Kulesinin tepesinde kırık bir vazo var, bu vazo Bolonya'nın anlaşmazlıkları ve çatışmaları çözebilme yeteneğini temsil ediyormuş. İnanca göre, Bolonya'nın zengin bir şehir olmasının sebebi bu yeteneğiymiş.
7. Panum resis (Kültür herşeyin temelidir)
Bolonya'nın son sırrı, üniversitede saklı. Bologna Üniversitesi'nin orijinal merkezinin masalarından birinde latince "Panum resis" yazısını var. Anlamı ise, kültürün her şeyin temelidir. Bu tabir şehre "La Dotta" lakabını kazandıracak kadar da sembolik.
Bolonya’ya uzun geldik, gezdik bitti Meltem, başka nerelere geçelim?
Trenle Roma’ya 2 saat, Venedik’e 1.5 saat, Milano’ya 1 saat, Verona’ya 1 saat, Modena’ya ve Floransa’ya yarım saat uzaklıkta. Dolayısıyla yahu henüz Roma-Floransa-Venedik üçlüsü yapmadık, Bolonya’da eksik kalsın diyorsanız, demeyin. En kötü, ucuza bilet bulursanız, atlayın Bolonya’ya gelin, trenle bu şehirlere geçin.
Başkaaa… Trenle 25-30 dk’da ulaşabileceğiniz Modena var. Burası da yine İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesinde yer alan bu şehir, Ferrari ve Lamborghini spor arabalarıyla tanınır. Modena’da aynı zamanda Enzo Ferrari Müzesi de bulunuyor. Bunun yanı sıra, balzamik sirkesi de ünlü. Bir diğer şehir Parma’ya trenle 50 dk’da ulaşabilirsiniz. Burasının da parmesan peyniri ve Parma jambonu meşhur.
Bir de şehir değil ama küçük ülkecik San Marino’ya geçebilirsiniz.
Son sözler,
Her yer birbirine yakın. Şehrin görülmesi gereken yerlerini bir daire içinde.
Şehirden Antik Roma Yolu geçiyor. Ama yeri dev saçma. Strada Maggiore’de bulunan Roche Bobois adlı MOBİLYACI DÜKKANIna girip, bodrum katına inmek için izin isteyin. Cam duvarlar ardında korunmaya alınmış Antik Roma yolunu görebilirsiniz. At arabalarının izleri bile duruyormuş. Biz gitmedik, gitmek isterseniz bilginiz olsun.
Her yere girip çıkacağız derseniz, Bologna Welcome Card yararlı olabilir, hangi turistik noktaları kapsadığına ve güncel fiyatına şu linkten bakabilirsiniz.
Biz genel olarak Bolonya’yı sevdik. Hafta sonu kaçamağı yapmalık, minik tatlı bir şehir. Güzel yemekleri ve mimarisiyle hem damağınıza hem gözünüze hitap ediyor. Bolonya’ya yolunuz düşerse, çok keyifli bir vakit geçireceğinizden hiç şüphem yok.
Şimdiden bol yemekli, iyi seyahatler,
Sevgiler,
Comments