Freiburg, Haziran-2024
Freiburg’a yolumuz, bir Haziran ayında, Alsas rotamızın bitiminde düştü. Zürih’ten başlayıp, Basel’den geçen yolumuz, Alsas’ın köylerinin ve kasabalarının arasından geçtikten sonra, direksiyonumuzu aşağıya kırarak Freiburg’a varmamızla tanıştık bu güzel şehir ile. Almanya’nın en güneşli şehri diyorlar buraya. Küçük, samimi, sıcak. Günübirlik gezilebilir olsa da, biz bir gece de konaklamayı tercih ettik.
Biz Bavyera şehirlerini bi ayrı severiz. Freiburg, Bavyera’da değil, Baden-Württemberg eyaletinde. Ama doğası ve öğrenci dostu yönü ile küçük Bavyera şehri atmosferine sahip. Tam bir üniversite şehri. Şehrin köklü üniversitesi, 1457 yılında kurulmuş ve hala önde gelen eğitim kurumları arasında.
Freiburg, Kara Orman'ın güney kapısı olarak görülmekte. Şehrin tam adı Freiburg im Breisgau. "Breisgau" güneybatı Almanya'da Ren Nehri ile Kara Orman'ın etekleri arasındaki bölgeye atıfta bulunuyor.
Haydi gelin, Almanya'nın güneşli, yeşil ve sürdürülebilir şehrini birlikte keşfedelim.
Freiburg’da nerede kaldık?
Freiburg küçük ve kolay gezilebilir bir şehir olsa da, biz 1 gece konaklamayı tercih ettik. Tercihimizi Booking’ten bulduğumuz Stadthotel Freiburg Kolping Hotels & Resorts’dan yana kullandık. Etrafı iyiydi ve merkeze yürüme 20 dk mesafesinde olsa da bizi hiç yormadı. Dümdüz yollarında, sallana sallana yürüdük merkeze. Otel bize göre fazlasıyla güzel, geniş odaları ve çok çeşitli kahvaltısı vardı. Biz fazlasıyla mutlu ayrıldık.
Freiburg’da ne yemeli ne içmeli?
Almanya’dayken şüphesiz yapmaktan en keyif aldığımız aktive, bir Biergarten’a oturup, bir Alman gibi takılmak. Freiburg bize iki en sevdiğimiz şeyi sunan bir şehir oldu: Enfes konumda bir Biergarten ve Markethalle dedikleri yemek pazarları.
Spätzle: Yumurtalı erişte. Makarna ama daha yumuşağı da denebilir. Genel olarak Alsas ve güney Almanya civarlarında bulunan bu yemek, soslu et yemekleri veya schnitzel ile servis ediliyor. Biz bir öğle vakti, yemek pazarında yedik. Ben şahsen çok sevdim ve çok keyifle karnımı doyurdum. Spätzle+salata+schnitzel toplam 13.90 Euro ödedik.
Kara orman pastası (Almancası: Kara orman pastası ): Kirazlı, çikolatalı ve kremalı bir pasta. Geleneksel olarak, vişneden yapılan berrak bir alkollü içki olan Kirschwasser de pastaya eklenirmiş. Biz maalesef akşam yemek için çıktığımızda bir çok dükkan kapanmıştı. Üzülerek, deneyimleyemedik. Siz giderseniz, dükkanların 18:00 civarı kapandığını hesaba katarak planlamanızı yapın :').
Mekanlar
MarktHalle (Pazar alanı- Yemek pazarı): Şehrin tarihi kapalı yemek pazarı. Öğle ve akşam yemekleri için burayı çok rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Konum olarak Katedralin bulunduğu meydana yakın. Ben Spätzle ve schnitzel yerken, Furkan Fish and chips yedi. Yemeklere ortalama tabak başı 12-14 Euro civarı bir şey ödedik.
MarktHalle, pazartesiden perşembeye 08:00-20:00 arası; cuma-cumartesi 08:00-24:00 arası açık.
Kastaniengarten: Ahh, gönlümde taht kuran yer. Ahh, bir daha Freiburg'a gelsem, ilk sana geleceğim koşa koşa. Kara ormanların içinde, Schlossberg'e tırmalaya tırmalaya tırmandıktan sonra, geri aşağıya inerken, Furkan'a dönüp dedim ki, 'Şurada bir biergarten olsa, nasıl güzel olurdu.'' Gelmeden önce de araştırmıştım aslında, olması gerekiyordu ama yoktu. Dedim, herhalde kapandı yada biz yanlış bir yerdeyiz. Derken, aşağıdan bir gürüldü duyduk. ''Goooool''. Dedik, bulduk galiba, kapanmamış. Yokuş aşağı hızlı hızlı indik ve ne görelim! Kara ormanların içinde, tepede kurulmuş ve Freiburg manzarasına karşı muazzam bir Biergarten. İsmi Kastaniengarten. Dev ekranda Türkiye-Gürcistan maçı. Avrupa şampiyonası oynanıyor. Koşarak gittik, pretzelimizi ve Fürstenberg'imizi kaptık, oturduk ve maçın ikinci yarısını, bir güney Alman şehrinde, bir grup gurbetçi ve Almanlarla izledik. Maçı 3-1 biz kazandık. Müthiş keyifli, mutlu ve istemeyerek kalkıp otelimize doğru yola koyulduk. Bizim için, Freiburg diyince aklımıza gelecek ilk şeylerden biri olarak anılarımızda kaldı.
Dolayısıyla, Kastaniengarten, konumu, manzarası, ortamı ile müthiş keyifle oturabileceğiniz bir biergarten. Şiddetle tavsiyedir.
Martinsbräu: Biz yemek pazarında yediğimiz için buraya gitmedik, ama geleneksel Alman yemekleri için bloglarda tavsiye edildiğini görmüştüm gitmeden. İsterseniz listenize alabilirsiniz.
Freiburg Bächle (Freiburg'un küçük derecikleri)
Freiburg gezilecek yerlere geçmeden önce, şehir hakkında bu detayı, girişe veya son sözlere sıkıştırmak değil de, ayrı bir başlık altında vermek istedim. Çünkü, özellikle sıcak yaz günlerinde, şehri gezerken ara ara bu küçük kanallarda elimi yüzümü yıkamayı, yorulduğumuzda ayakkabılarımızı çıkarıp, ayaklarımızı suya sokup, dinlenene kadar hem serinleyip hem bir Freiburg'lu gibi takılmayı ziraa ben çok sevdim ve müthiş keyif aldım.
Freiburg'un bu küçük su kanalları yada derecikleri, şehrin en ünlü simge yapılarından biri. Eski şehrin çoğu caddesinde ve ara sokaklarında görebilirsiniz. 'Bächle' kelimesi, Almanca'da dere anlamına gelen 'Bach' kelimesinden geliyormuş.
12. yy'da şehir kurulduğunda, bu sığ kanallar, Dreisam nehrinden gelen suların şehrin dört bir köşesine ulaşmasını sağlıyormuş. İnsanlar buradaki suları içme, sanayi ve yangın söndürme amacıyla kullanırlarmış. Bugün hala, insanların kıyısında oturup sohbet ettikleri, tekne yarışı düzenledikleri yaşayan şehrin ayrılmaz bir parçası.
İnanışa göre, eğer yanlışla bu Bächle'nin içine adım atarsanız, Freiburg'lu biriyle evlenirmişsiniz.
Biz, Kastaniengarten otelimize dönerken, geçtiğimiz bir ara sokakta, baktık ki gençler sokaktaki Bächle'ye sıra sıra aralıklı oturmuşlar, kimileri komple kaldırma uzanmış, ama herkesin ortak paydası Bächle'ye ayaklarını sokup, sıcak yaz gününde bir akşamüstü serinliyorlar. Furkan'a dedim ki, ''Yorgunuz biliyorum ama biz de oturalım mı? Neticede ne zaman bir daha Freiburg'ta, bir Freiburg'lu gibi takılma şansımız olur ki?'' Ayakkabılarımızı çıkardık ve ayaklarımızı Bächle'nin Dreisam nehrinden gelen buuuzzz gibi sularına soktuk. Tertemiz, berrak ve çivi gibi su birden bütün yorgunluğumuzu aldı. Orada bir yarım saat kadar oturduk, geleni geçeni izledik. Freiburg'un ne kadar yaşanılası bir şehir olduğundan söz ettik. Ayaklarımızı kurulayıp, kalkıp otelimize döndük.
Freiburg Gezi Rehberi - Freiburg Gezilecek Yerler
Münsterplatz (Katedral Meydanı)
Şehrin ana ve tarihi meydanı burası. Meydanda bulunan yapılar, Katedral, Tarihi tüccarlar salonu (Historisches Kaufhaus- Historical merchants‘ hall), Alte Wache (House of Baden wines). Meydan da aynı zamanda alışveriş yapabileceğiniz günlük çiftçi standları da bulunuyor.
Freiburger Münster (Katedral)
Şehrin simgesi bu Gotik katedral. Yapımı 1200'lü yıllarda başlanmış ve tamamlanması 300 yıldan fazla sürmüş. Katedralin 116 metrelik kulesini, 1869'da sanat tarihçisi Jacob Burckhardt "Dünyanın en güzel kulesi" olarak tanımlamış. İçeriye girmek ücretsiz, şapele girmek 2 Euro, kulesine tırmanmak ise 5 Euro. Her gün 09:00-17:00 arası açık.
Tarihi tüccarlar salonu (Historisches Kaufhaus- Historical merchants‘ hall)
Katedral Meydanı'nda dikkatinizi çeken ilk yapı katedral ise, ikinci yapı da burası. Koyu kırmızı ve pek süslü binayı gözden kaçırmak oldukça zor.
Yapımı 1378 yılına dayanıyor. Yapılma amacı ise, şöyle: Orta Çağ'da uzun bir yolculuğun ardından arabasıyla şehre gelen tüccarlar, işlemlerinin yapılması ve mallarının alınması için şehir kapısında sıra beklerlermiş. Şehir kapıları, malların denetlendiği ve gümrük vergisinin uygulandığı yerler imiş. 14. yüzyılda Freiburg'daki ticaret önemli ölçüde artınca, şehre gelen tüccarların da sıra bekleme süreleri uzamış ve şehir kapıları yetersiz kalmaya başlamış. Malların depolanması ve gümrük işlemlerinin yapılması için belirlenmiş bir yere ihtiyaç duyulunca, burası inşaa edilmiş.
Tarihi Tüccarlar Salonu'nun en az dışı kadar görkemli iç odaları yalnızca planlanan etkinlikler sırasında ziyaret edilebiliyor. Onun dışında kapalı. İlla da girmek isterseniz, SWR Senfoni Orkestrası'nın bir konserine katılmayı planlayabilirsiniz.
Alte Wache (House of Baden wines)
Katedral meydanındaki bir diğer nokta da burası. Eskinin ana güvenlik istasyonu, bugünün şarap barı. 1733 yılında askeri takviye kapsamında inşa edilen Alte Wache, bugün Baden Şarapları Evi olarak kullanılıyor. Koruma altında olan bu bina, Freiburg'da 18. yy'dan kalan az sayıdaki binalardan biri. Bir zamanlar Avusturya muhafızlarının karargahı olarak kullanılmış.
Baden, yaklaşık 15.000 hektarlık üzüm bağlarına sahip. Bu da bu bölgeyi Almanya'nın üçüncü büyük şarap üretim bölgesi yapıyor. Freiburg'un Eski Şehir bölgesini gezdikten sonra, burada oturabilir, bir bardak Freiburg Grauburgunder eşliğinde Alte Wache'nin terasının muhteşem tarihi manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Pazar günleri hariç, her gün 10:00-19:00 arası açık.
Altstadt (Eski Şehir)
Şehrin kurulumu 1120’ye dayansa’da İkinci Dünya Savaşı’nda çok hasar almış ve yeniden inşaa edilmiş. Renkli evleri, dar sokakları ve küçük dükkanları gezebilir, yerel dükkanlardan alışveriş yapabilir, bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Şehrin Kapıları (Martinstor ve Schwabentor)
Martinstor (Martin’s kapısı): Şehrin orta çağdan kalan 2 kapısından biri. Günümüzde altından elektrikli tramvay geçiyor. Bir çok savaştan yıkılmadan çıkmasına rağmen, tramvay inşaatı sırasında, iş adamları ve vatandaşlar, Martinstor'un yıkılmasını talep etmişler. Dönemin belediye başkanı ''Bir köyün bir çatısı, bir şehrin de kuleleri vardır'' diyerek yıkım talebini reddetmiş.
Martinstor, cadı avlarının anıtı olarak anılıyormuş. Martinstor'un iç kısmında cadı avı kurbanlarının anısına bir plaket yer alıyor. Belediye meclis üyelerinin üç dul eşi, 1599'dan itibaren ilk zulüm dalgası sırasında kafaları kesilerek yakılmış. Günümüzde, 16. ve 17. yüzyıllardaki tüm cadı avı kurbanların anısına anılıyorlarmış.
Sadece dışardan görülebiliyor.
Schwabentor (Swabian kapısı): 13. yüzyılın ortalarında, Freiburg'un vatandaşlarını korumaya yönelik savunma sisteminin bir parçası olan bir şehir kapısı olarak inşa edilmiş. Üstünde, “Dikenli Çocuk” boyaması bulunuyor. Bu çocuk mutsuz bir ifadeyle, ayağından bir diken çıkarırken resmedilmiş. Tahmin edebileceğiniz gibi, eski dönemlerde, şehrin surlarının dışına çıkmak tehlikeli olabilirdi. Bu resmin yapılma sebebinin, Freiburg'un yerlilerine doğru yoldan sapmamaları konusunda bir hatırlatma olduğu düşünülüyormuş.
Efsaneye göre, Swabian'lı bir tuz tüccarı, bu kapıdan şehre girmiş ve şehre aşık olmuş. Freiburg'u satın almak için varillerle para getirse de, şehrin sakinleri bu teklifle alay etmişler ve kapıya Swabian kapısı adını vermişler.
Schwabentor'n içini görmek isterseniz, bunun tek yok Zinnfigurenklause isimli 10 bin el yapımı teneke figürleri içeren müzeyi ziyaret etmek. Bu teneke figürler, Freiburg ve çevresindeki önemli tarihi olayları tasvir ediyormuş.
Augustinermuseum
Orta Çağ'dan Barok'a kadar uzanan geniş sanat ve kültür tarihi koleksiyonuyla Augustinian Müzesi, Güney Almanya'nın en ünlü müzelerinden biri. Freiburg Kilisesi'nin orijinal peygamber figürleri ve heykelleri ve orijinal vitrayları burada sergileniyor. Giriş 7 Euro. Her gün 10:00-17:00 arası açık.
Kara Ormanlarda yürüyüş ve Schlossberg'e tırmanmak
Gündüz Freiburg'u gezdikten sonra, akşam üstüne doğru Schlossberg'e tırmanmaya doğru yola koyulduk. Schlossberg, 35 metre yüksekliğinde, Freiburg'u oldukça yukardan izleyebilmenize olanak sağlayan bir gözlem kulesi. Schlossberg'e enerjiniz varsa yürüyerek çıkabilirsiniz yada yolunuzu kısaltmak isterseniz, Freiburg'un rekreasyon alanına kadar Schlossberg Fenikülerini kullanabilirsiniz. Fenikülerin başlangıç noktası hemen tırmanmaya başlayacağınız yerin yakınında kalıyor. Görmemeniz imkanız. Yaklaşık yarım saat kadar, kara ormanın içinde yokuşları ve merdivenleri tırmandıktan sonra, Schlossberg'e ulaşabiliyorsunuz. Kuleye ulaştıktan sonra, işiniz henüz bitmedi. Daha döne döne çıkacağınız 251 basamağınız daha var. Çıkarken basamaklarda isimler göreceksiniz. Schlossberg büyük oranda bağışlarla finanse edildiği için, basamaklardaki isimler bağışçıların isimleri. Zirveye ulaştığınızda, gösterdiğiniz çabaya değdiğini anlayacaksınız. Freiburg'un tepesinden, Breisgau bölgesindeki yeşil vadilere, kara ormana, üzüm bağlarına ve nehirlere kadar şehrin eşsiz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
İnişte, yemek bölümünde bahsettiğim Kastaniengarten'a uğramayı da atlamayın.
Bir öneri olarak şunu verebilirim ki, sonuçta orman yürüyüşü yapacağınız için, süslü görünmek adına topuklu ayakkabıdır, terliktir vs giymeyin. Yol biraz uzun ve yokuşlu. Mahfolmayın :)
Europa-Park (Tema Park)
Freiburg’a 30 dk mesafede olan Rust’ta, Paris Disneyland’dan sonraki 2. büyük Tema park bulunuyor. 2022’de Dünya’nın en iyi eğlence parkı ödülünü almış bu parkta, diğer benzer parkların aksine iyi yemekler yiyebilir, fahiş fiyatlar ödemeden, civarında güzel otellerde konaklayabilir, uygun fiyata güzel Alman biraları içebilirsiniz. Ödediğiniz paranızın karşılığını kat kat alırsınız diyorlar. Biz gitmedik ama siz değerlendirmek isterseniz, bir göz atın. Eğlence alanında, spaya çok çeşitli kullanım alanları var, her birinin de giriş ücreti ayrı. O yüzden linki şöyle bırakıyorum, siz hangisini değerlendirmek isterseniz.
Son sözler,
Şehrin resmi turizm sitesi şurası.
Freiburg, Avrupa'nın "sürdürülebilir şehri". Freiburg'un 2035 yılına kadar %100 yenilenebilir enerjiye ve 2050 yılına kadar şehrin karbon nötrlüğüne ulaşma hedefleri var. 1970’lerde Almanya hükümetinin nükleer enerjiye geçme planına isyan eden üniversite öğrencileri ve vatandaşlar tarafından, zamanla çevrecilik ve sürdürülebilirlik bilinci aşılanmış. Freiburg’ta, Eski Şehir bölgesinde araba kullanmak yasak. Ambalajsız pazarlar, enerji pozitif binalar, vegan kafeler ve bisiklet yolları her yerde. Bunun örnek binalarını görmek isterseniz, Green City Hotel görmeye gidin. Otelin üstüne yerleştirilmiş güneş panelleri, ihtiyacı olandan daha fazla enerji üretmesini sağlıyor. Çevre dostu Heliotrope, güneş enerjisiyle çalışan dönen bir yapı. Bir diğer örnek, SC Freiburg futbol takımının Stadyumu güneş enerjisiyle enerji ihtiyacını karşılıyor.
Freiburg'un sürdürülebilir ulaşımı geliştirmesi üç ana stratejiyi içeriyormuş:
Şehirde araba kullanımının kısıtlanması
Arabaya karşı ulaşım alternatifleri sağlamak
Toplu taşımayı, bisiklete binmeyi ve yürümeyi mümkün kılmak için arazi kullanımını düzenlemek.
Biz, Freiburg'u yemyeşil arazileriyle, ormanlarıyla, her alanda çevre dostu, sürdürülebilir yaklaşımıyla, bütün şehri dolaşan temiz ve buz gibi nehir sularıyla çok sevdik. Ne kadar zaman ayırmalı derseniz, 1 gün Freiburg'u gezmek için yeterli. 2 gün keyifli olur.
Umarım siz de, Avrupa'nın bu ''yeşil, sürdürülebilir ve güneşli'' şehrinden bizim aldığımız kadar keyif alırsınız.
Keyifli ve bol güneşli bir seyahat olsun :)
Meltem
Comments